Bu Blogda Ara

27 Haziran 2011 Pazartesi

Yavaş Şehir İzmir

Yılmaz Özdil bir yazısında “Türkiye’den sıkıldığım zaman İzmir’e giderim ben” demiş ya haksız değil hani. Geçen hafta sonunu simite gevrek, çekirdeğe çiğdem, domatese domat denilen, gidiyom, geliyom diye sempatik bir şivenin hakim olduğu güzeller güzeli İzmir’deydik. Aslında tam olarak İzmir’de değil Karşıyaka’da :-) Hazır Yılmaz Özdil’den başlamışken yine ondan devam edeyim: “Kızlarımızı da tavlayamazsın ha... Canı çekerse, o seni tavlar” demiş...

16 Haziran 2011 Perşembe

Hayallerim, hobilerim ve ben - 4 Kabullenme ve tekrar başlama ...

Geçenlerde televizyonda Aşk Mektupları (Letters To Juliet) diye bir film izledim. Mutlak surette yalnızca bu filmi anlatan bir yazıyı ayrıca yazacağım. İddiasız, sıradan ama kesinlikle sıkıcı olmayan ve insanın içini ısıtan bir filmdi. Nasıl aradan istifade  şansa izledim inanamazsınız. Film için ilk söyleyeceğim şey muhteşem manzaralar içerisinde İtalya’da geçiyor olması. İtalya’da ağırlıklı olarak Verona ve Sienna’da geçiyor. O kadar güzel...

10 Haziran 2011 Cuma

Hayallerim, hobilerim ve ben - 3 İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır ...

Ben belki de tüm hayatını kimseyi kırmama üzerine kurmuş ve bu uğurda aslında birçok kereler hem de hiç hak etmeyen insanların kalplerini kırmış biriyim. Açıkçası herkes ile iyi olmak zor ve de gereksiz bir durum. Artık sanırım cici çocuk olmaktan bıktım. Örnek gösterilmek de artık istemiyorum. Herkesi mutlu etmekten de artık sıkıldım. Victor Hugo’nun bir sözü var ki uzun süre önceden beri biliyor olmama rağmen şimdi bana anlamlı gelmeye başladı:...

6 Haziran 2011 Pazartesi

Hayallerim, hobilerim ve ben - 2 Yalnızlığım; bugünüm, yarınım, sen benim vazgeçilmezimsin......

Aklımızdan geçirdiğimiz düşünceler, vermiş olduğumuz ya da vereceğimiz kararlar, sürdürdüğümüz, dört elle tutunduğumuz hayatlar, tercih ederek, sözde bilinçli bir şekilde girdiğimizi sandığımız yollar, bizlerle, gerçek nüvelerimizle, hani bir an yüz yüze geldiğimiz ama sonra hemen korkarak arkalara ittiğimiz gerçek bizlerle ne kadar barışık, ne kadar uyumlu? Sahi gerçekten de kendimizi, hayatımızı, seçtiklerimizi, kararlarımızı seviyor muyuz? Yoksa...