Frederic
Henry, İtalyan ordusu ile savaşan ABD'li
bir teğmen. Birinci Dünya Savaşı sırasında hastanelere yaralı taşınmakla
görevli. Umursamaz, tasasız ve eğlence hayatına düşkün bir karakter. Catherine
Barkley ise ölen sevgilisinin ardından yas tutan İngiliz bir hemşire. Güzel,
doğru, samimi, ve duygusal bir karakter. İki genç tanışır ve birbirlerine aşık
olurlar. Hayata olan bakışları da bu tanışmayla beraber bambaşka bir şekil
alır. Bizim teğmen mesela artık daha duyarlıdır. İkisi de gelecek kaygısı taşımaya
başlarlar. Savaş kahramanı, cesur, dayanıklı bir karakterden sevgilisini
düşünen bencil bir tip olur mesela Frederic. Savaşın ortasında yaşanan bir aşk
hikayesidir Ernest Hemingway’in Silahlara
Veda'sı ve hiç de hoş bir sonu yoktur.
Benim
Şaraplara
Veda’m ise 2012 yılında geçer. Firmadaki şarap sever arkadaşımın da
etkisiyle eşim ve ben adımızı bir anda Kayra Wine Center’ın Mimolett’te
gerçekleştirdiği “Wine & Dine Bahar
Yemekleri” organizasyonunun katılımcı listesinde bulduk. Adımızın listeye
eklenmesiyle kendimizi hiç bilmediğimiz bir dünyanın da içinde buluverdik. Bir
yemek listesi geldi ki evlere şenlik. Kelime kelime evet Türkçe ve anlaşılır
ama bir araya geldiklerinde bizim için hiçbir şey ifade etmiyorlar.
Anlaşılmayan şeylerin yarattığı şıklık içerisinde menüden anlaşılmayan ve
anlatılamayacak bir keyif bile aldık. Listenin uzunluğu ise beni özellikle
ayrıca mutlu etti, hem bol bol içecek ve hem de doyabilecektim.
MENU
Soğuk
Patlıcan Çorbası,Uçan Balık Yumurtası ile
Cameo
Doro
***
Kuşkonmaz
Salatası,
Kurutulmuş
Yeşil Zeytin ile
Mar
de Frades Albarino
***
Domatesin
Her Hali,
Marine
Domates Salatası,Domates Konsome,Domates Sorbe,Domates Cipsi,Salatalık Köpüğü
ile
Terra
Kalecik Karası
***
Karamelize
Enginar,
Bodrum
Manadalinası Köpüğü ve Karides ile
Nobilo
Sauvignon Blanc
***
Oğlak
Karkas,
40
Saat Pişirilmiş Oğlak Ön Kol, Oğlak Pirzola, Kemik Aralarından Yapılmış Oğlak
Köfte, Şalgam Sos ve Patatesli Turunç Reçeli ile
Vintage
Cabernet Sauvignon
***
Üzüm
Üçlemesi,
Riesling
Şaraplı Yeşil Üzüm Çorbası, Madre ile Lezzetlendirilmiş Kırmızı Üzüm Sorbe,
Üzüm Konfi
Leona
Bloom

Otelin
11 katında bulunan, muhteşem manzaralı ve gerçekten de şık odasına giriş
yaptık. Dile kolay hani neredeyse bir gün burada kalıp keyif yapacaktık, arada
da güzel güzel yemekler tüketip, lezzetli şaraplar içecektik. Mutluyduk, en
azından ben. Keyif benim de hakkımdı ve ne zamandır ihtiyacını duyuyordum. İlk
saatler ne yalan söylemek lazım ki güzel geçti. Yürüyerek Mimolett’in yolunu tuttuk.
Sanki tatildeydik. Hatta yurt dışında tatilde. Havaya çok çabuk girmiştik. Bir
süre sonra eşim, ben, arkadaşım ve arkadaşımın sanki Kürşat Başar’ın sunduğu
bir programdan kopup gelen zarif bir masasının etrafında diğer tanımadığımız
damak tutkunu şarap severlerle beraber Kayra’nın Cameo Doro isimli soğuk ve
leziz sparling beyaz şarabını yudumluyor ve ne
olacak ülkemizdeki şarapçılık tadında gereksiz konuşmalar
gerçekleştiriyorduk. Garsonları görmeliydiniz. Hani bir ara Allah aşkına siz çok ayakta kaldınız, biraz
dinlenin ben ayakta beklerim diyecektim. Hepsi hem yemek ve hem de şarap
konusunda uzmanlar. Zaten bir tanesini katılımcı olarak bir önceki tadımdan da
hatırlıyorum. Ortam ise çok şık ve zarifti. Hani kalite resmen görünür olmuş,
gözümüze sokuluyordu.


İçki
bütün kötülüklerin anası. Şarap bile olsa :) Mevcut konjonktürde
benimkisi sanırım şartlı refleks. İnsanın kendini kendinden koruması adeta. Bir
anda içkiden soğudum resmen. Sonrasındaki belli bir dönem tek bir damla dahi
içmek istemedim. Tabii ki bu dönem çok kısa sürecek ve ben ne zamandır
planladığım İtalya tarım seyahatimi (güzel yemek ve leziz şarapları tatmak için
Toskana’ya gitmek) gerçekleştireceğim. Lise yıllarındaki gibi bir duruma düşmek
benim için adeta geçmişe bir yolculuk gibiydi. 40’lı yaşlarıma aylar kala itiraf etmek gerekiyor ki böylesi bir durumu yaşamak bana çok iyi geldi. Bazen hayatı hafife almak ve üstlendiğimiz
rolleri bir kenara bırakıp yeniden rolsüz günlere dönebilmek insana iyi
geliyor. Rolsüz dedim ama aslında yaşadığım başrolde olmak gibiydi. Tavsiye tabii ki
edemem ama pişman da değilim. Sizlere tek tavsiyem olur da böylesi bir
organizasyona katılacak olursanız mutlak surette karnınızı doyurup gidin.
İşte
benim şaraplara kısa süreli vedam Hemingway’in romanının tersine mutlu sonla
bitmesi bekleniyor. Birbirimizi çok özleyeceğiz ve dönüşümüz muhteşem olacak.
Zaten sırf bu kavuşma anı için Fransa’dan şarap havalandırma cihazı sipariş
ettim. Planım son adımı ise CHATEAU NUZUN’dan, Chateau Nuzun Pinot Noir 2010
siparişinde bulunmak. Sonrası ise Yeşilçam Filmleri tadında bir mutlu son.
Umarım planladığım gibi de olur.
Hayatlarınızın
sağlık ve hakikat dolu olması dileklerimle ...
0 yorum:
Yorum Gönder