Bu Blogda Ara

17 Eylül 2012 Pazartesi

Bu sabah yağmur var İstanbul’da ...


Yeni yılınız kutlu olsun!

Sabah gözümü açtığım zaman hava hala karanlıktı. Her zaman muzip bir çocuk gibi adeta oğlumla büyük bir yarış içerisinde odama giren güneş ışığından en ufak bir iz yoktu ortada. Hemen saatime baktım. 7’ye gelmekteydi. Yani erken değildi, yani oğlumun sıradan uyanma saati idi ve yine yani her şey normaldi. Sonradan anladım, güneş ile aramıza kara bulutlar girdiğini, İstanbul’umuzun üzerine hüzün dolu yağmur damlacıklarının yağdığını. Pencereden dışarı baktığım zaman gördüğüm aslında yalnızca basit bir yağmur da değildi. Belki veda etme zahmetinde dahi bulunmadan hayatlarımızdan çıkan hercai bir yazdı gördüğüm belki de kapıyı çalmadan evlerimize dalan düşüncesiz ve bir o kadar hüzünlü sonbahar. Aslında tam da zamanıydı bu melankolik değişimin, bu hüzünlü dönüşümün. İlkokul 1.sınıftan hatırladığım duvara asılı tabloda Sonbahar Eylül ile başlardı aynı yazın Haziran ile başlayıp Ağustos ile bitti gibi. Küçücük yaşlardan itibaren bu tablo benim için tek doğru olmuştu. Ne kadar sıcak olursa olsun Eylül benim için her zaman bir Sonbahar ve Mart da bir İlkbahar ayı olmuştu. Ne gittiğim faklı iklimlerdeki ülkeler ne de global ısınma ile değişen mevsimler beynimdeki bu kalıbı değiştirebilmişti.

Yazın sona ermesi ve okulların başlaması neden bilmem ben de hep bir hüzün uyandırmıştır. Üstelik bugün İstanbul’da yağmur var ve 40 yaşına girmeme artık yalnızca sayılı günler kaldı. Bugün ne yeni bir döneme ne de 40’lı yaşlara hazır olmadığım bir günü yaşamaktayım. Yoldayken sürekli aklıma geçmişte yaşadıklarım geliyor ve o günleri aslında ne kadar da çok özlediğimi hissediyorum. Dudağımda çok da kolay akla gelebileceği üzerine MFÖ’nün Bu sabah yağmur var İstanbul’da şarkısı... Gözlerim henüz dolu dolu değil ama hani neredeyse o duruma bile az kalmış, içeriğini bilemediğim bir hüznü yaşamak gibi benimkisi.

Bu sabah yağmur var İstanbul’da 
Gözlerim dolu dolu oluyor bilinmezliğe 
Anne sözü dinler gibi masum 
Ağladım bu sabah 
Günler dayanılmaz oldu 
Senden uzak olunca 
Martılar mahzun oldu onlar bile ağladılar 
Şarkılarda düşünmek seni bana getirmez ki 
Seni bana getirmez ki


Gözlerimi kapadığımda kendimi hala lisede hissediyorum. Allahım ne kadar da güzel yıllardı. Büyük usta Barış Manço’nun Yaz Dostum şarkısının sözleri gibiydi hayat: güzel sevmeyene adam denir mi, selam almayana yiğit denir mi, altı üstü beş metrelik bez için, boşa geçmiş ömre yaşam denir mi? Yaz dostum, yaz ... ve şimdilerde hem o yıllar ve hem de o yıllardaki ben nasıl oluyorda benden bu kadar uzakta olabiliyor anlayamıyorum ama şarkıdaki gibi yazıyorum işte.

Gözümü açıyorum ve yurt dışı yıllarım geliyor aklıma. Sonra evleniyorum. Biricik oğlumuz aramıza, hayatımıza katılıyor. Her yer nasıl da aydınlık, nasıl da parıltılı, nasıl da muhteşem. Daha dün gibiler ve o dünlerden bu yana yıllar geçmiş. Yeni bir döneme girmeme az zaman kaldı ve ben bugün eski dönemlerden hangisi bana daha yakın geliyor onu bile söyleyecek durumda değilim zira hepsi sanki aynı yakınlıkta ya da uzaklıkta gibi.

Belki de hazır olmam da gerekmiyor diğer taraftan, suya balıklama atlamak gibi, bir anda olmalı, bir anda tecrübe edilmeli, edilmek zorunda kalınmalı; rejim için Pazartesi gününü ya da sigarayı bırakmak için elimizdeki paketi bitirmeyi beklememek gibi. Ne Pazartesiyi bekledim ne de paketin bitmesini ama hala canım kaymaklı ekmek kadayıfı çekiyor ve yine hala her sabah evden çıktığımda bir sigara tüttürmeyi hem de deliler gibi. Aslında doğruyu söylemek gerekirse yalnızca havanın yağmurlu olması ya da yaklaşan yaşımdan bağımsız olarak da ben her zaman korkmuşumdur yeniliklerden. Heyecan ve mutluluktan ziyade hüzün dolmuşumdur. Yeniyi kucaklamak, tanışmak, tanımak varken ben eskiyi bırakamamış, ayrılamamışımdır çoğu kere. Hani yeni yıla girerken yaşlı bir eski yıl ve gencecik bir yeni yıl tasviri olur ya sembolik olarak, işte ben hep yaşlı eski yıl için üzülenlerden olmuşumdur. Oysaki artık bir dönem kapanmış ve yerine bir yenisi açılmıştır, Tanrı'nın biz kullarına gönderdiği yeni bir şans gibi.

Belki tamamen şansa belki de çok anlamlı olarak semavi dinlerin en eskisi bugünlerde yeni yılı kutlamakta. Tam bu zamanlarda yeni bir dönem kapanmakta ve yeni bir başlangıca merhaba denilmekte. Bu tür dinsel konular benim ilgi alanıma girdiğinden zamanında araştırmıştım ve bana çok da uzak olmayan bir felsefe ile karşılaşmıştım. Ölüm anı gelene kadar malum hiç kimse hakkında kesin bir hükümde bulunmamayız zira insanlar yaşadıkça, değişmek için özgür irade gücüne sahiptirler yani benim ifademle insanlar kendi kaderlerinin efendisidirler. Biz insanlara nasıl bir hayat verilmiş olursa olsun bizler bunu değiştirmek özgürlüğüne sahibiz. İşte söz konusu kutlanan bu yeni yıl, yeni dönemin kurulma günüdür. Bugünün dualarında ne pişmanlık vardır, ne de günah zira tekrar yaratılma olduğundan ne pişmanlık duyulacak bir geçmiş vardır ne de işlenmiş bir günah. Enerjilerimizi saflaştırma, arındırma anlarıdır. Bugünlerde ileriye dönük dualar edin. Hayattaki amaçlarınızı sorgulayın ve bol bol isteyin. Hayatınızı yeniden kurgulayın. İstediğiniz hayatınızı bir mimar gibi kendiniz kurgulayın ve elinizi korkak da alıştırmayın.

Eskiden vazgeçmek her zaman kolay değildir. Eski alışılagelmiş olandır, rahatlıktır, alışkanlıktır. Yeni her zaman için güzel ve hoş görünse de bazı zorlukları da beraberinde getirir, getirebilir. Daha önceden de yazmıştım, yeni ayakkabının çekiciliği vurduğu ana kadar geçerlidir ve hazırlıksız yakalanırsanız çoğu zaman arkadan vuruverir sizi. Yeni doğan bir bebek büyük mutluluktur ama kimse bu sürecin ne anne ve baba için ne de bebek için kolay olduğunu söyleyemez. Bu dönemde eski ile vedalaşmak için zaman bile harcamayın, yenisini hayal edin, kurgulayın ve isteyin.

Yeni yıl hangi bakış açısından bakmış olursak olalım yeni bir doğuş, yeni bir şans, yeni bir başlangıçtır ve yalnız ve yalnız bizim içindir. Bize düşen bu bilinci içselleştirmemiz ve hazırlıklarımızı tam yapmamızdır.
  
Yeni bir güneşin sizin için de doğmasını ve verilen şansın sizin için en iyisi olacak şekilde kullanmanızı dilerim...  Yeni yılınız kutlu olsun!

2 yorum:

  1. Hüzün güzeldir! Hem sana nefis bir yazı yazdırmış baksana ;)

    Yeni yaşın, yeni "dönemin", yeni yılın kutlu olsun :)

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkürler :) Ayrıca yazımı beğenmiş olmana da çok sevindim. Her ne kadar şikayet ediyor gibi görünsem de bence de hüznün farklı ve karşı konulamaz bir çekiciliği var yeter ki tadında olsun :)

    Selam ve sevgilerimle,

    YanıtlaSil