Yine yeniden bir Pazartesi günü. Tüm sıkıcılığı ve uzun hem
de çok uzun bir çalışma haftasının tüm
yoğunluğunu ve belki de zorluğunu gösteren bir ilk durak ama adeta bir son durak
hissiyatında. Bir renk verilseydi günlere şüphesiz Pazartesinin payına gri
düşerdi hem de depresif bir gri. Çocuk seslerinin duyulmadığı, takım elbiseli,
gülmeyen adamların indiği, etraflarda kuşların uçmadığı, renkli balonların
görülmediği bir tren istasyonu tadında. Gökyüzünün tüm maviliğini örten devasa
gökdelenlerin arasında, yeşilliği ve ışıltısı olmayan bir başlangıç noktası.
Bugün Pazartesi ama neden bilmem bana hiç de gri gelmiyor.
Penceremden odama hayatın kendisi gibi canlı bir sarı aydınlık giriyor. Bu ışık
hüzmesi ile aydınlan yalnızca odam olmuyor üstelik, ruhumda, kalbimde,
düşüncelerimde nasiplerini alıyorlar birer birer ve hem de doya doya. Bugün
Pazartesi. Bugün yeni senenin ilk çalışma günü. Çok şükür 2012 senesine
eriştik. Yılın 51 Pazartesinin son durak acı ve buruk tadı, bu ilk haftasında
yeni açan bir çiçek tazeliğinde. İçimde nedenini bilmediğim bir kıpırtı var. Bu
kıpırtı zaten yazmama neden oluyor. Cümlelerin nereye varacağını bilmeden
oturup yazmaya başladım bir anda. İçtiğim çayı bile unuttum. Masamda öyle tek
başına terk edilmiş ve soğumuş olarak alınmayı bekliyor. Hem ağlamak istiyorum
yenilen bir çocuğun ağladığı gibi ve hem de gülmek istiyorum diplomasını almaya
hak kazanan bir öğrencinin umudu ile dopdolu.
Eski senelerin tüm sıkıntıları, tüm üzüntü ve acıları, tüm
yapamadıklarımı, tüm pişmanlık ve başarısızlıklarımı, kalbimin bir köşesinde,
bana ağırlık vermeye ve beni sanki çok şartmış gibi tecrübeli bir yetişkin
yapmaya çalışıyorlar. O kadar ağırlar ki bazen kafamı kaldıramıyorum. Nefes
almam bile ağırlaşıyor her geçen yeni günde. Oğlumu seyrediyorum uyurken. Nefes
alış verişini dinliyorum tarifsiz bir mutluluk ve huzur içerisinde. Nefesim
onun nefesinin hızına yetişemiyor ve onun adına nasıl da seviniyorum. Hep böyle
kalsın istiyorum. Hayat hep onun etrafında dönmeye devam etsin istiyorum.
İstemesi sona hiç ermesin istiyorum.
Benim artık istemeyi unutan yanım, hem
nefesimi tutuyor ve hem de ellerimi ayaklarımı bağlıyor sanki. Kurtulmak
istedikçe, bataklık misali daha da batıyorum. Bencil, ne istediği belli
olmayan, kimlik arayışındaki ve belki de bunalımdaki kişi olup tek başıma yine
kalakalıyorum gecenin karanlıklarında. Yenilgiyi hissediyorum içimde ve bir
çocuk gibi ağlamak istiyorum. Misketlerimi ya da topumu alıp ben artık oynamak
istemiyorum diyebilmek ve eve dönmek istiyorum. Ertesi gün ise tekrar
başlayabilmeyi arzuluyorum. Yapabilme, isteyebilme, hakkı olabilme yetilerine
kavuşmayı istiyorum her dua edişlerimde ama inanarak dua bile edemiyorum kendi
karanlığımda. İçim neden diye kendime
sorduğum sorularla dopdolu.
Bugün Pazartesi. Bugün yeni senenin ilk çalışma günü. Bugün
bir başlangıç. Kim bilir kaç kere, kaç şeyi, kendime başlangıç yaptığımı biliyor
ve hatırlıyor olmama rağmen, yine de engel olamıyorum kendime. Hayata olan
bağlılığım, bu başlangıçları umut için bunu şart koyuyor önüme. Bugün bana gri
gelmiyor. Bugün ışıl ışıl güzel bir Pazartesi. Gökyüzü bugün masmavi. Yeşil,
yemyeşil topraklardan burnumuza ulaşan güzel koku hayatın ta kendisi. Kuşlar
havada rengarenk uçan balonları kovalıyorlar. Çocuklar hep bir ağızdan şarkılar
söylerken tren istasyona giriyor bugün. Renkli renkli, insanın içine ısıtan,
her renkten, her yaştan, her ırktan, her kültürden çeşit çeşit insanlar iniyor
trenden.
Hayat bugün hiç olmadığı kadar cömert, hiç olmadığı kadar neşe ve umut
dolu. Herkes gülüyor, dans ediyor hayatla. Ben bugün gülüyorum. Master tezimi
sunduktan ve mezun olmaya hak kazandıktan sonraki gibi içim umut taşıyor,
mutluluktan dudaklarıma söz geçiremiyorum, sürekli gülmeye devam ediyorum.
Çevremdekilerin bana deli gözü ile bakması bile beni mutlu ediyor. Ayaklarım
artık bağımsızlar, engel olamıyorum dans etmelerine.
Bugün işte Venedik yine
gidilmeyi bekliyor. Neden sorusu bile
cevabını almış, görüyorum, benden sessizce uzaklaşmaya çalışıyor. Kendi kendine "benim
kararımdı ve vermiş olduğum kararların sorumluluklarını da üstleniyorum" da ne demek şimdi. Böyle cevap mı
olurmuş?!!! diye söylene söylene uzaklaşıyor hayatımdan.
Bir önceki iş yerimde bir çalışan, yurt dışına terfi ya da iş
tecrübesi için gidecekse ya da çok daha iyi şartlarda başka bir firmada başka
bir iş bulmuşsa, üstü olan müdür ya da direktör kendisinin gidişi hakkında tüm
şirkete bir mesaj atardı. Söz konusu ayrılığı ve sebeplerini anlatırdı. Bu
mesajlarda kullanılan, olmazsa olmaz bir de kalıp vardı: Mixed feelings.
Doktoramı yaparken Yüksek Mühendislik Matematiği dersinde
Fuzzy Logic (Bulanık Mantık) diye bir konu öğrenmiştik. Düşünüyorum da söz
konusu o konu, hayatın tam da özetiydi aslında. Hayatın yalnızca 1 ya da
yalnızca sıfırdan oluşmadığını öğretirdi. Yalnızca siyahlar ve beyazlar yoktu,
grilerde hatta grilerin tonları da vardı söz konusu mantığa göre.
Önemli olan
söz konusu rengin siyaha ya da beyaza ne kadar yakın olduğu idi. Aynı tüm
hareketlerimizi belirleyen sevgi ve korku oranlarımız gibi. Önemli olan bu
karışıklık içerisinde hangi yöne eğilimimiz olduğu aslında yoksa bir taraf
aslında asla yok olmuyor ne pratikte, ne de teorikte, ne felsefik olarak, ne de
matematiksel olarak. Yine asla yok olmayan bu ikili düzlemde önemli olan,
tercihlerimiz ve bu tercihlerimizi sahiplenmemiz.
Bugün 2012 senesinin ilk Pazartesi günü. Ben bugünü sevmeyi
tercih ediyorum ve bugünü seviyorum. Bugünden başlayarak mutlu, huzurlu,
sağlıklı ve başarılı olmayı tercih ediyorum ve biliyorum öyle de olacak. Bu yıl
güzel hem de çok güzel bir yıl olacak. Bu yıl unutulmaz bir yıl olacak,
biliyorum öyle olacak, çünkü ben öyle olmasını istiyorum. Biliyorum Allahım yalnızca
ben kendimi özel hissedebileyim diye böyle olmasını sağlayacak. Dilerim öyle de
olur!
Bu vesile ile tüm bu satırları okuyan sizlere, yeni yılla
ilgili en içten iyi dileklerimi sunmak isterim. Dilerim 2012, tüm tüm
hayallerinize kavuştuğunuz bir yıl olur.
2012 yılının size şans getirmesini dilerim. Rengarenk günler dileğiyle...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim :) Benden aynı temennileri sizin için tüm kalbimle dilerim.
YanıtlaSilBenim için rekor sürede gerçekleşen bir yorum oldu. Nasıl mutlu oldum anlatamam. Okuyup, yorum yazdığınız için ayrıca teşekkürlerimi sunarım.
Sevgi ve saygılarımla