Şimdiden iyi eğlenceler...
Yıllar öncesinde eşimin New York’da yaşayan bana göre uzak eşime göre yakın kabul edilebilecek yaşça büyük akrabaları bize ziyarete gelmişlerdi. Çok şeker bu çifti hemencecik de sevmiştim. Özellikle adam ile saatlerce dinden konuşmuştuk. Ona göre din diye bir şey yoktu ve tüm bu din olgusu kişilerin ortaya çıkardığı güce yönelik uygulamalardı. Hatta bu inancını destekleyici argümanları oldukça etkileyici ve hatta dahası inandırıcıydı da. İlgili tavsiye ettiği kitaplar da bir o kadar etkileyici ve şaşırtıcıydı. Her şeyden önce benim için çok yeni kavramlardı.
Yıllar öncesinde eşimin New York’da yaşayan bana göre uzak eşime göre yakın kabul edilebilecek yaşça büyük akrabaları bize ziyarete gelmişlerdi. Çok şeker bu çifti hemencecik de sevmiştim. Özellikle adam ile saatlerce dinden konuşmuştuk. Ona göre din diye bir şey yoktu ve tüm bu din olgusu kişilerin ortaya çıkardığı güce yönelik uygulamalardı. Hatta bu inancını destekleyici argümanları oldukça etkileyici ve hatta dahası inandırıcıydı da. İlgili tavsiye ettiği kitaplar da bir o kadar etkileyici ve şaşırtıcıydı. Her şeyden önce benim için çok yeni kavramlardı.
O akşam dinler dışında bana bir kitap daha tavsiye etmişti: George Friedman’ın Dünya Düzdür kitabı. Henüz ülkemizde kitap çıkmamıştı bile. İngilizcesini mi alayım, Türkçe çevirisinin yapılmasını mı bekleyeyim derken kitap piyasaya çıktı ve hemencecik alıp okudum. Bana göre çok büyük sözlerin olmadığı bir kitaptı. Daha çok bilinen şeylerin toparlandığı ve yine bana göre çok da yeni şeylerin yer almadığı kelimeler topluluğuydu. Ama dünyada büyük yankı bulmuştu. Bu kitap sayesinde Amerikalı siyaset bilimci bu abi ile de tanışmış olduk. Dünyanın önde gelen özel istihbarat firması Stratfor kurucusu ve CEO’sudur. Medya uzmanı olarak da tanınır ve aralarında “Gelecek 100 Yıl”ın da olduğu altı kitabın ve ulusal güvenlik, jeopolitik ve istihbarat üzerine yazılmış sayısız makalenin yazarıdır kendileri.
“Çince'yi boş verin, Türkçe, Japonca ve Meksikalıların dilini (İspanyolca demek istiyor)öğrenin. Rusya ve Çin gibi güçler için önümüzdeki yüzyılda endişelenmeye gerek yok, bu ülkeler komünizme benzer şekilde çöküş yaşayacak. Türkiye - Japonya birliğinin, ABD ile savaşı bugüne kadar var olan klasik silahlarla yapılan savaşlardan tamamen farklı olacak. Yani bugünden bir tür bilim kurgu gibi görünen savaş yaşanacak” gibi sözlerin sahibi de yine kendisidir.
Kendisi Amerika’da bolca bulunan think thank’lerden yalnızca bir tanesi ama belki en tanınmış olanı. Yapmış olduğu analizlerinde eminim herkes tarafından kolaylıkla ulaşılabilen, gerçekçi bilgiler kullanıyordur ama ileriye dönük yapmış olduğu tahmin ve çıkarımlar bana çok da gerçekçi gelmemekte hatta biraz ukala bir ifadeyle çok da spekülatif bulmaktayım. Özellikle ülkesi çıkarına söylemleri ve tahminleri objektiflikten çok uzakta. Bugünkü verilerle yarının dünyasını planlamasını çok matrak, eğlenceli ve zihinsel bir çalışma olarak değerlendiriyorum ama okumadan da edemiyorum işte :-)
Friedman ve benzeri çalışmalar yapan diğer think thank’cileri bu kadar meşhur ve önemli kılan olgunun ellerinde ki sınırsız veriler ve yüksek bütçeler sayesinde, yakın gelecek tahminlerinde ki başarı olarak görüyorum. Yalnız Cesar’ın hakkı da yine Cesar’a: Friedman Uzakdoğu krizini ilk tahmin eden kişi olarak tarih sahnesindeki haklı yerini almıştır.
George Friedman’ın büyük ilgi uyandıran, New York Times bestseller’ı “Gelecek 100 Yıl” adlı kitabında önümüzdeki yüzyılda bizleri, çocuklarımızı ve torunlarımızı bekleyen gerçekleşmesi ihtimal dahilinde olan olayların ve trendlerin bir portresini sunmuştu. Büyük devlet olmak isteyen devletler strateji ve planlarını hep çok ama çok ilerisi için yaparlar. Bu açıdan kitap önem taşımaktaydı. Belki ütopik fikirler de yoktu ama söyledikleri şeylerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini yazarın kendisinin bile göremeyeceği rahatlığı içerisinde bence bol keseden atılan projeksiyon kırıntılarıydı.
Friedman şimdiler de ise “GELECEK ON YIL-The Next Decade” ile yine gündemde. Ülkemizde 1. baskısının Nisan 2011’de yapıldığını hemen belirtmeliyim. Bu kitabı “Gelecek 100 Yıl” kitabından farklı değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Bu son kitabında, kendisini hem medyada hem de akademik ve siyasi çevrelerde öne çıkartan tarih bilgisi ve öngörüsüyle, analizlerini önümüzdeki on yılda, tüm dünyanın karşısına çıkaracak olan önemli olaylar ve zorluklara odaklanmış. Kendi ifadesiyle, “önümüzdeki on yıl, büyük bir değişim dönemi olacak. Şu anda hayal etmesi zor olsa bile İslam dünyasındaki savaşlar azalacak, biz terörizmle yaşamayı öğreneceğiz, teknoloji ve enerji gerçekleri yepyeni yönlere sapacak.”
Normal şartlar içerisinde, yazdıklarının gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini görebileceğimiz ve kendisini test edebileceğimiz bir zaman dilimini bana göre cesaretle ele almış. Bu dönemde ki tahmin (çıkarım, sonuca ulaşma) başarısı bir önceki kitabını da daha önemli bir duruma getirecektir. İşte bu bakımdan bu kitap benim için önem taşımaktadır.
Bundan sonraki bir kaç yazımda, sizlere ve kendime (benim için de ileride dönüp bakmak adına özet bir kaynak olmuş olacak) işte bu kitap hakkında yazacağım. Umarım ilginizi çeker. Kaç yazı olur, ne kadar sürer, şimdilik bilemiyorum. Tek bildiğim mümkün olduğunca sizlerin de dikkatini çekebilecek ve bizleri ilgilendirebilecek bölümlere yoğunlaşacak olacağım.
Yazar tüm yaşanacakları Birleşik Devletleri odağa koyarak anlattığından ve dahası bu devlet nasıl bir imparatorluk olur diye stratejiler ürettiğinden bundan sonraki yazıların başlıkları Tasarlanmış bir imparatorluk: Amerika Birleşik Devletleri olacak. Altında ise o bölüm için geçerli olan alt başlıklar yer alacak. Başka bir ifadeyle aslında gelecek on yıl bağımsız olarak anlatılmayacak, Birleşik Devletler penceresinden anlatılacak.
Tüm kitaba zihinsel bir modelleme olarak baktığımı tekrarlamak isterim. Tek güzel yanı normal şartlarda modellerinin ne kadar başarılı olduğunu da görebilecek olmam. Sizlere kişisel küçük tavsiyem, tüm yazılanlara milliyetçi duygularınız kabarmadan ve bu nasıl bencilce bir düşünce demeden, modellenen bir tahmin oyunu gibi bakmanız. Aksi durumda çok doğal olarak sinirlenebiliyorsunuz.
Bir kaç satırda uygulayacağım metodoloji hakkında yazmak isterim. Yazının kolay yazılabilmesi ve yine kolay takip edilebilmesi için de Friedman’ın ağzından çıkan her şeyi kendi süzgecimden geçirdikten sonra ama anlamını değiştirmeden aktaracağım. Başka bir ifadeyle benim düşüncelerim olmadığını hemen anlayacaksınız ama yine söz konusu düşüncelerin benim tarafımdan yazıldığını da hemen anlayacaksınız. Zaten benim tahminlerim tabii ki çok daha gerçekçi olurdu :-) Olası benim fikir ve görüşlerim olur ise ya parantez içerisinde ya da italik olarak yazacağım.
Yakın bir geleceğe doğru hep beraber yolculuğa çıkıyoruz. Hazır mısınız? Kemerlerinizi bağlayın ve gözlerinizi kapatın. Hayal kurmaya ve geleceği bugünden yaşamaya gelin beraber başlayalım... İyi eğlenceler!
0 yorum:
Yorum Gönder