
Bir süredir içinde bulunduğumuz tatsız ve iç kapatıcı gri
konjonktürel durumdan içimden yazmak gelmiyordu. Ne yazabilirdim ki? Tüm bu
yaşananların yanında yazacaklarım anlamsız ve oldukça sığ kalacaklardı. Sonra
birden aklıma nasıl bu kadar hızlı ve panikten tatsızlığa değişim
sağlanabiliyorsa, güneşli parlak günlere de değişim aynı hızla ulaşılabilir
gerçeği geldi. Öyle ya güneşli günler çok
yakın çocuk dedim ve tekrar bir şeyler yazmaya başladım.
Fransızların bir sözü vardır, “Je n’ai pas peur mais je tremble avec courageux” (korkmuyorum ama cesaretle titriyorum).
Benim durum da tam bu aslında. Çaktırmamaya çalışıyorum ama değişime engel
olamayacağım günlerin çok yakın olduğunu hissedebiliyorum. Histen de ziyade
bunu adeta biliyorum çünkü artık dayanma gücümün sonuna geldiğini biliyorum. Sanki
almış olduğum karar ve tercih ettiğim seçimler hep doğruymuş gibi bir süredir
kendi doğrularıma saplanıp durmuştum. Siz bakmayın bir süredir dediğimi oldukça
uzun sayılabilecek bir zamandan beri değişmemek, var olan sistemi korumak için
endişe dolu bir hayatı tercih edip durdum süreklilikle ve her geçen günün
benden aldığını çoğu kere bilerek. Bilerek lades buna denir anlayacağınız.

Söz konusu bu durum bloguma bile yansıdı aslında. Farkında
değil misiniz tüm yazılarım oldukça muhafazakar. Solcu bir yazı yazmayı bile
tercih etmedim, edemedim (buradaki terminolojidir, politik bir görüş olarak
kullanılmamıştır). Daha çok var olan sistemi koruyan, sorgulamayan, yenilik
aramayan, kurcalamayan, herkesle iyi geçinen yazılar yazdım durdum son bir kaç
senedir. Tabii ne yorum geldi, ne de destek. Önemsenmediler. Eşim bile yorum
yapmadı, yapma gereği duymadı. Yazılan milyonlarca yazıdan farksızdılar. Yoruma
değecek farklılıkları yoktu.
Anlayacağınız ben bu işten, endişeye esir olmaktan,
muhafazakar yazı kimliğimden, değişime direnen, elindekilerle yetinmek zorunda
kalan, hep doğruyu yapmaya çalışan ve herkesle iyi geçinen karakterimden
sıkıldım. Benden bu kadar. Günün sonunda ne Musa’ya ne de İsa’ya yaranabildim.
Yaşadığım kadar yaşar mıyım bilemiyorum ama ikinci ya da belki üçüncü perdeyi
biraz daha farklı yaşamaya karar verdim.
Yeni dönemde görüşmek ümidiyle ...
0 yorum:
Yorum Gönder