Orta direk füzyon müzik
Biz orta direk Türklerin olmazsa olmaz özelliğimiz, sanırım
haklarımızı sonuna kadar ve hatta sınırları zorlayacak şekilde kullanma
isteğimiz. Konu haklarımız olduğu zaman ve çoğu kere eğer karşımızdaki bir
otorite ya da kamusal alan olmadığı sürece adeta almak için
kaplanlaşabiliyoruz. Ama karşımızda bizden
daha dişli biri olması durumunda tercih ettiğimiz kaplanlaşmadan ziyade
kedileşme oluyor. Elimizde olanı kaybetme korkusu sanırım çoğu kere hakkımız
olanı alma isteğinden daha ağır basmakta. Tabii insanın damarının tuttuğu ya da
artık mantıklı düşünemediği anlar olabiliyor ama genelde geri durma nedeni
aslında elimizde olanın ne kadar da değerli olduğunun bilincinde olmamız. Tatilde
dişli engeller yoktu. Zaten bu müşteri
memnuniyetiyle bir arada düşünülemezdi bile. Durum böyle olunca etrafımız sunulanları
maksimize kılmak için çırpınan ve bence tatillerinin içine eden kaplanlaşmış aileler
ile doluydu. Biz kendi adımıza şanslıydık, hiç bu yarışlara ve zorlamalara
girmedik. Kedi kedi tatilimizi yapıp geri döndük. Para verdik sonuna kadar her şeyden yararlanacağız diyen görüş ile ,
ben yalnızca temiz hava alıp, farklı bir
ortamda bulunmanın keyfini süreceğim farklı görüşleri aynı tesis içerisinde
bir araya gelmiştik anlayacağınız. Gelin
biraz daha ayrıntılı açıklamalarda bulunayım.

Artık tatilleri ne mutlu bize ki iki kişi değil üç kişi
yaptığımızdan butik otelleri nicedir rafa kaldırmıştık. Büyük otellerin
riskleri vardır. Büyük otellerde büyük yarışlar vardır. Masa kapmaca bunlardan
belki en önemlisidir. Çok şükür bu konu
bizim otel için geçerli değildi. Ama başka bir yarış vardı ki her haşini bizde de
yaşanmaktaydı. Plajda yer kapma büyük bir yarıştır. Daha da önemlisi denize en
yakın yerlerde yer kapma plajdaki bir statü konusudur adeta. En ön faça yerden
yer kapmış olan ailenin hareketleri, tavır ve davranışları bile değişir. Küçük
dağları nasıl yaratmışlarsa, o yeri de öyle kapmışlardır bu tip kaplanlar.
Uzatmayayım bizde de bu tür ailelerden bir hayli vardı. Denizden çıkarken
gördüğüm suratlar hemen hemen hep aynıydı. Sabahın zifiri karanlığında kalkıp,
üşenmeden hatta üşenmeyi aklına bile getirmeden havlularını seren ve kahvaltı
sonrasında büyük bir zaferle yerlerine kurulanlar yine aynı ailelerdi. Onlar bizim
kaplan orta direk ailelerimizdir.
Biz tatilimizin tamamını çocuklar için yapılmış olan üstü
kapalı kum havuzunun hemen yanındaki yastıkların üzerlerinde geçirdik.
Kumsaldaki son sıra olma özelliğinin yanı sıra üstü kapalı bir yer olması ve
yastıklarla dolu olması sebebiyle bence kimsenin tercih etmemesine rağmen
kumsalın en güzel ve en nadide yeriydi. Ne zaman gitsek terk edilmiş hissi
verecek kadar boştu ve de oğlumun deniz
dışında tüm zamanını geçirdiği kum havuzunun hemen yanı başındaydı, daha ne
olsun.
Başka dikkatimi çeken konu da şişme deniz yataklarıydı.
Hepsi birbirinin tıpa tıp aynı 10’a yakın yatak vardı kumsalda. Demek tüm
alanlar yakınlardaki bir marketten aldılar ve markette de yalnızca bu model
kalmıştı diye düşünmüştüm ilk gördüğümde. Sonradan öğrendik ki bu şirin şişme
su yatakları otelinmiş ve müşteri kullanımı içinmiş. Meğer plajda yer kapan
ailelerin ikinci yarışı da bu yataklarmış. İnanın ben bunların sahipleri var
sanıyordum. İnsan bu kadar mı mükemmel yarışır ve başka ailelere kaptırmaz.
İnanın yatakları kullananalar hep ama hep aynı kişilerdi. Biz son gün bu
yatakların otele ait olduklarını öğrendik. Yarışın hep içindeymişiz de haberimiz
yokmuş. Seneye bambaşka bir ben olacağım ve şaşıracaklar.

Bu kadar dedikodu yeter size. Yeniden bizim aileye dönecek
olursak, odamızın da son derece şık ve oldukça geniş olduğunu itiraf etmeliyim.
Mini minnacık küçük odalar insanın içini daraltırlar. Zaten kısıtlı tatil
yapacaksınız ve zaten kısıtlı tatilinizi çoğu kere hayalinizde olmayan bir
yerde yapacaksınız bir de oda dar ve hatta küçücük olacak. İşte tatili zehir
eden bir durum. Neyse ki odamız oldukça iyi idi. Belli yenilenmiş ve hatta
özenilerek yenilenmiş. Odamız üç basamakla birbirinden ayrılan iki bölümden
oluşmaktaydı. Oğlumun yatağı aşağı bölümdeydi. Aman Allahım, meğer oğlumun
içinde kalmış bir dubleks ev hayali varmış. Odamız iki katlı diye (1,1 katlı
desek daha yerinde olurdu aslında)bir sevindi ki anlatamam. Normalde benimle
yatmayı tercih eden adam yatağından ayrılmak istemedi. Zaten bu tatilde oğlum
bir hayli ön plana çıktı. Komik olan her olayın ardında oğlum vardı.
Bir keresinde masada tek başına oturmasını ve bizi
beklemesini rica ettik. Ne mi oldu? Adımı ve soyadımı bağıra bağıra bizi
aramaya kalktı. Ben ilk duyduğumda ben de onun adını ve soyadını söyleyerek
nerede olduğumu söyledim. Bizi görenler herhalde deli demişlerdir. Bir başka
yine beklemesini söylediğimizde (bunu yapmak durumundaydık ki eşim ve ben kısa
sürede yemekleri toplayıp, yemekleri beraber yiyebilelim), biraz da motivasyon
olsun diye masa sana emanet sakın kimseye
kaptırma, mutlaka bizi burada bekle
dedik. Biraz da dalgasına babacığım ayrıca masayı da temizlet diye ilave
ettik. Sen misin bunları söyleyen... Döndüğümde masa tertemizdi. Elinde bir
bıçak ile oğlum da masanın hemen yanı başındaydı. Ne yapıyorsun diye sorduğumda da masayı koruyorum dedi. Gel de çık işin içinden. Siz siz olun
çocuklarınıza yapacağınız motivasyon seviyesini iyi ayarlayın, pişman
olabilirsiniz.
Akşam yemeklerinde ise mini disko ablaları çocuklu masalara
gelip davetlerde bulunuyorlardı. Oğlum da her seferinde tamam geleceğiz diyordu. Bir akşam yine tamam dedi ama yorgunluğu her halinden belli oluyordu. İstersen bu akşam hemen odamıza dönelim
dediğimde olmazzzzzz, mini diskodaki
ablaya geleceğimi söyledim, gitmem gerekir demez mi. Ne mi oldu? Mini
diskoya gidip, sarışın güzel rus ablayı bulduk ve bu akşam yorgun olduğumuz
için odamıza gideceğimizi söyledik. Ya dumur olduğundan ya da ingilizcemi
anlamadığından hafif gülümseme ile kafa salladı yalızca. Ancak bu şekilde ikna
olan oğlum odanın yolunu tuttu.
Tatlı büfesine her defasında büyük bir iştahla saldırması,
bir çok tatlıyı ayrı ayrı denemesi ve beğendikleri sonrası karnını okşayıp güzelmiş demesi tatili güzel yapan
olaylardan yalnızca bir tanesiydi. Başka bir diğeri ise bütün gün tek bir
dakika bile ayrılmamış olmamıza rağmen baba
bugün seninle hiç görüşemedik demesiydi. Nasıl ben ona hem de hiç
doyamıyorsam o da bana doyamıyordu. Ya da ben böyle düşünmeyi tercih ediyorum.
Terliksiz kumsalda her yürüyüşü sonrasında birden durup babaaaaa hemen gel diye bağırması ve kucağıma atlaması başka bir
hoş anı olarak keseme attığım olaydı.
Tabii hep güzel olaylar olmadı tatilde. Bir akşam baharatlı
bir köfte yedi biricik oğlum. Sonrasında tabii işler pek güzel gitmedi. Anlattıklarından
anladığımız hem midesi bulunuyordu, hem reflü gibi mideden ağıza bir gaz akımı
oluşmaya başlamıştı. Bu tatsız olayı çok uzun anlatmak ve tekrar hatırlamak
niyetinde değilim ama oğlum çok korktu. İlk defa tecrübe ettiği bir olaydı ve
korkudan titremeye başladı. Onun o halini görmek tek kelime ile çok acıydı.
İçimiz parçalandı. Çok şükür yatağımızın ortasına ve tuvalete iki ayrı seferde
yediklerini çıkardı da kabus kokulu ama
mutlu bir şekilde sona erdi. Sonrasında gecenin bir vakti tek kelime edilmeden
ve surat asılmadan odamız tekrar temizlendi. Biz ayrılana kadar oğlumun durumu
gerek gece ve gerekse gündüz müdürleri tarafından ayrı ayrı ve her gün soruldu.
Ona özel yemekler yapıldı. Şımartıldık mı hem de nasıl. Peki böylesi
şımartılmak bir daha ister miyim, asla ...

İşte tüm sene boyunca beklediğiniz, gün saydığınız bir tatil daha böylece sona erdi. Büyük keyif aldık. Tatilin kötüsü olmaz derler, bence de olmaz ama kesinlikle uzun ve kısası olmakta. Bana göre benim tüm tatillerim çok kısa. Çocukluk yıllarımın üç ay süren tatil süreçlerini çok özlüyorum. Parayı bir şekilde bulsam düşünmeden de çocukluk yıllarıma geri dönerim o ayrı. Şaka bir yana her zaman dediğim gibi önemli olan hiçbir zaman tatil olmadı, asıl hedef anı kesemize bir kaç güzel anı daha koyabilmek. Ne mutlu bize ki biz kendi adımıza bu tatilde bunu başardık. Daha nicelerine İnşallah.
Hayat bir mücadele denir ya, mücadeleyi plajda da sürdürmeye kararlı insanlar var gerçekten :)) Nice güzel tatilleriniz olsun. Ve lütfen böyle paylaşamaya devam et bizimle, senin gözünle, detaycı gözlemlerinle gerçekten keyifli oluyor tatil izlenimlerini okumak :)
YanıtlaSilTekrar çok teşekkürler ... Zaman ayırabilmene çok sevindim. Zaman ve yazacak bir şeyler buldukça yazmaya devam edeceğim...
YanıtlaSilSelam ve sevgilerimle,
Benden de selam ve sevgiler... :)
YanıtlaSil