Akşam saat sekiz cıvarlarıydı. Tüm gün oraya buraya
koşuşturup, annesini çıldırtan oğlumda yorgunluk ve dahası uyku emareleri
çoktan başlamıştı. Bu anlar en çok dikkat edilmesi gereken zamanlardır zira
oğlumun en çok düştüğü, kendine en çok zarar verdiği zamanlar işte böylesi
uykusunun geldiği halde hala yatmamış olduğu zamanlardır. Bir süre sonra artık
kendi de dayanamadı ve “ben yatıyorum,
hadi baba yatağa gidelim” dedi ve odasına doğru yürümeye başladı. Tabii ben
de paşa paşa arkasından ilerlemeye başladım. Önce dişlerimizi fırçaladık, sonra
da pijamalarımızı giyip yatağına beraberce uzandık. Tam günlük olaylardan,
neler yaptığımdan ve yaptığından bahsedip günü değerlendirecektik ki “baba, susadım, su” dedi. Oğlumla
aramızdaki fark onun 4 yaşında benim ise 40 yaşında bir çocuk olmamızdır.
Etrafa bakmadan, dahası az önce getirdiğim suyu unutarak ve mümkün olan en
kolay yolu seçme alışkanlığı içerisinde “canımmm,
oğlun susadı, su getirir misin?” dedim. Eşim muhtemelen yine kendini sosyal
medyanın dipsiz kuyusunun içerisine atmış olmalıydı ki seslendiğimizi duymuş
ama ne dediğimizi anlamamıştı. Ne olduğunu öğrenmek için sosyal medyanın
kendisi için büyülü ve hatta vazgeçilmez dünyasını bırakıp yanımıza geldi. Biz su istiyoruz haykırışlarımız
sonrasında ise burada zaten su var
dedi kafasını bile çevirme ihtiyacı duymadan. Muhtemelen odaya girerken anlık
olarak nerede neler var görüp aklına çoktan yazmıştı .
Eşim tam casus olacak tiplerdendir. Çok ama çok dikkatlidir.
Gördüklerini, duyduklarını, okuduklarını, yediklerini asla unutmaz. Bir mekana
girer girmez mekanın tamamını hafızasına alır. Ufak, miniminnacık bir ayrıntıyı
bile atlamaz. Kafası başka bir türlü çalışır, aslında hep çalışır, asla durmaz,
dinlenmez. Çok zekidir. İlginç bağlantılar kurup kimsenin ilk dinleyişte
anlayamayacağı düzeyde çıkarımlarda bulunur. Tamam düzeltiyorum, kimse kelimesi çok iddialı oldu en
azından benim demek çok daha yerinde
olacak gibi. Tüm bunlara ek eşim bir de Başak burcudur. Yani titizdir, yani
düzenlidir, yani hastalık derecesinde ayrıntılara önem verir. Eleştiriye ise
hiçççççç ama hiç gelemez. Tamam bu özelliğinin yazımızla bir ilgisi yok,
yalnızca yazıp rahatlamak istemiştim. Tüm bunlar toplanıp bir araya geldiğinde
kafasını bile çevirmeden arkasında bulunan rafın üzerindeki suyu fark etmiş
olmasına da hiç şaşırmadım haliyle.
Arkasını dönüp suya uzandı ve sonrasında suyu bize doğru
uzattı. Suyun orada olduğunu duyan oğlum ise suyu kimin getirdiğini sordu ve
hemen arkasından bizi dumur eden özlü çıkarımını yaptı: “Babam getirmişse babama tebrikler”. Eşim dayanamayıp söze girdi ve
ya ben getirmişsem, bana tebrik yok mu? “Hayır
çünkü sen zaten her şeyi doğru yaparsın”.
Belki de gülmemem lazımdı bilemiyorum ama ben oldukça bir
güldüm. Oğlumun annesi hakkında Bayan
Doğru çıkarımı kesinlikle doğru, yerinde ve haklı bir çıkarımdı zira eşim
hata yazmadı. Yapsa bile kabul etmezdi. Söz sanatlarındaki ustalığı ve çelikten
olma sinirleri sayesinde de zaten hatalı olduğu anlardaki tartışmalarda bizleri
sonuçsuz ve dahası ağzımız açık bırakırdı. Ben böylesi anlarda başarıdır bu yolda yenilgi ya da zaferdir bu yolda hüsrana uğramak
tadında bir duyguya büründüğümden pek dert etmem. Oğlumun çıkarımında hoşuma
gitmeyen tek nokta ise doğrunun ödüllendirilmemesi ve normal bulunmasıydı.
Oysaki gerek eşim ve gerekse ben her bir doğrusunda oğlumuzu mutlaka tebrik
ederdik ki hala da etmeye devam ederiz. Bilemiyorum belki de böylesi bir tutumu
annesi için uygulamasının zorluğunu hissediyor olmasından (düşünsenize o zaman
annesinin her bir hareketini tebrik etmesi gerekecekti)hiç bu yola girmemişti.
Oysaki benim için böylesi bir durum yoktu. Eşimim pür-ü pak beyaz doğrularının
yanında benim rengim daha çok duman grisi gibi kalır. Belki de oğlum bu nedenle
beni cesaretlendirmek ve aradaki farkı kapatmamı teşvik etmek için tebriklerini
sunmak istemişti.
Suyunu içip, bu yazıya konu olan çıkarımını yaptıktan sonra
huzur içerisinde uykuya daldı. Uyandırmayı göze alarak onu bir kaç kere
öptükten sonra odasını usulca terk edip, Bayan
Doğrumun yanındaki güvenli ve huzurlu yerimi aldım.
Hahhaaa :)))) Bayıldım bu çıkarıma ben :))) Bu çıkarımdan senin vardığın çıkarıma da bayıldım :))) Doğru ya her zaman doğruyu yapana sürekli tebriklerini sunmak ne kadar zor olur. Cesaretlendirmek için tebrik etmek daha mantıklı :)
YanıtlaSilBu vesileyle ailene sevgilerimi sunarım, oğlunu güzel yanaklarından öperim :)
Çok teşekkürler.
YanıtlaSilAkıllıca bir çıkarım ve karardı. En azından artık daha çok tebrik kazanmak için eskisinden çok daha motiveyim :)
Başak burcu olmak zor iş, ben Terazi olmanın muhteşem ve dayanılmaz hafifliği ve rahatlığı içerisinde tebrikleri kabul ediyorum :)
Selam ve sevgilerimle ...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil